PRAG; ÇEVRE KENTLER
Şehir hayatını pek sevmeyen Çekler de sık sık küçük kaçamaklar yapmayı tercih ettikleri için tarihi ve doğasına sizi hayran bırakacak yerlere toplu taşıma araçlarını kullanarak Prag’dan rahatlıkla ulaşmanız mümkün.
Karlovy Vary
Çevre kentler arasında en ünlüsü kuşkusuz Bohemya’nın kaplıca kenti Karlovy Vary’dir. Efsaneye göre 1370 yılında bölgede avlanmakta olan IV. Karl, vurduğu geyiğin arkasından koşan köpeği bir su birikintisine girip acı dolu bir çığlık atınca durumdan şüphelenir. Elindeki borazanı çalarak yaverlerinin gelip köpeği sudan çıkarmalarını ister. Böylece şifalı suları keşfedilmiş olan bölgeye bir kent kurulmasını emreder ve bu yeni kente “Karl’ın Banyosu” anlamına gelen bugünkü ismi verilir. Olayın gerçekleştiği yere ise küçük bir çeşme yapılır.
Renk renk şirin evleri ve muhteşem doğasının yanı sıra becherovka ve Bohemya porselenleri ile de ünlü olan kent Mustafa Kemal Atatürk, Karl Marx, Sigmund Freud, Beethoven, Brahms, Bach ve Tolstoy gibi birçok önemli ismi de ağırlamıştır. Ünlü Bond filmi Casino Royal’in bazı bölümleri burada çekilmiştir. Kurulduğundan beri bir sağlık kenti olarak görülmesi nedeniyle tamamında sigara yasağı olması bir başka hayran olunacak yanıdır.
Kente Prag’dan trenle 322 korunaya ve 3 saat 17 dakikada, Florenc durağından kalkan otobüslerle ise 160 korunaya ve 2 saat 15 dakikada ulaşabilirsiniz. Otobüs çok daha hızlı ve çok daha ucuzken neden treni tercih edeyim ki, diye düşünebilirsiniz. Bu sorunun cevabı size yol boyu eşlik edecek olan meşhur Çek biralarında kullanılan şerbetçi otları ile gerçeklikten uzaklaşıp adeta ünlü bir tabloya bakıyormuşsunuz hissi uyandıran benzersiz manzara olacaktır. Fotoğraf çekmeyi sevenler bu yüzden mutlaka treni tercih etmeliler. Otobüsü kullanacaklar için yoğunluk nedeniyle yüksek sezonda biletlerini mümkünse bir gün önceden almalarını tavsiye ederim.
Kutna Hora
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan ve gümüş cevheri nedeniyle tarih boyu Prag’la boy ölçüşmüş olan kent Aziz Barbara Kilisesi ve kemikli kilise olarak bilinen Sedlec Kilisesi ile gezginlerin meşhur uğrak noktalarından biri.
Ulaşım için ilk seçenek Prag’dan trenle geçmek. Ana istasyondan her sabah iki saatte bir kalkan trenler yaklaşık bir saatlik yolculukla ve 100 korunaya sizi Kuta Hora’ya getirecek. Ancak buradan şehir merkezinin pek de yürüme mesafesi uzaklıkta olmadığını belirtelim. Prag’dan alacağınız tren biletinin Kutna Hora Mesto’ya olmasına dikkat ederseniz buradan bölgesel trene aktarma yapabilir ve yaklaşık beş dakikada şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Yerel trenleri kaçırırsanız buradan kalkan 1 ve 7 numalaralı otobüslere 24 koruna karşılığı binebilirsiniz. Şehir merkezine yolculuğunuz yaklaşık yirmi dakika sürecektir. Prag Florenc durağından her sabah kalkan otobüsler ise ulaşım için diğer bir seçenektir. 1 buçuk saat sürecek yolcuğuluğunuzun güzel yanı otobüsün sizi tam şehir merkezinde bırakacak olması. Ücreti ise kişi başı 70 koruna.
Plzen
Çek Cumhuriyeti’nin en büyük ikinci kenti olan Plzen, 1842 yılında adını verdiği dünyaca ünlü Pilsner Urquell biralarının da üretim merkezidir. Önemli ticaret yollarının kesişme noktasında olması hızla gelişmesine neden olmuştur. Gezilecek hatırı sayılır derecede fazla yer olduğu için vaktiniz varsa burayı günübirlik gezilerden biri olarak görmemenizi tavsiye ederim. Prag’ın 150 km batısında olan kente Florenc durağından kalkan otobüslerle 100 korunaya ya da 1 buçuk saat sürecek tren yolculuğuyla 150 korunaya ulaşabilirsiniz.
Ceske Budejovice
Prag’ın 160 km güneyinde, Güney Bohemya’nın merkezi olarak yine Vltava Nehri kenarında kurulmuş olan şehir dünyaca ünlü Budweiser biralarının üretim yeri olmakla öne çıkıyor. Kente Prag’dan trenle yaklaşık 200 korunaya ve 2 buçuk saatlik bir yolculukla ya da Mala Strana’nın güneyinde bulunan Na Knizeci durağından kalkan otobüslerle yaklaşık 150 korunaya ve 2 saat 15 dakikada ulaşabilirsiniz.
Cesky Krumlov
Ceske Budejovice’ye kadar geldiyseniz biraz daha güneyinde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nin biricik incisi olan Cesky Krumlov’a uğramadan dönmeyin. Bu minik ve şirin kentte yapacak pek fazla şey yok ancak havasını solumak, film setini andıran sokaklarında gezmek bile yeterli. Tabii kendisine birkaç gömlek büyük gelen Bohemya’nın en büyük ikinci kalesine sahip olmasını da unutmamak gerekiyor.
Ceske Budejovice’den kısa sürede buraya geçebileceğiniz gibi Prag’dan da Florenc ve Na Knizeci duraklarından kalkan otobüslerle yaklaşık 180 korunaya ve 3 saatlik bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Ancak otobüsler konusunda dikkat etmeniz gereken iki husus var. Biletler koltuk numaralı olarak satılmadığı ve sistem erken gelen oturur mantığıyla işlediği için geç kalırsanız bu uzun yolculuğu ayakta yapmak durumunda kalabilirsiniz. Ayrıca otobüslerin bazıları direkt olarak buraya giderken bazıları da Ceske Budejovice üzerinden aktarmalı olabiliyor. Trenle gelecekseniz yine Ceske Budejovice üzerinden aktarma yapmanız gerekiyor ve yolculuk yaklaşık 4 saat sürüyor.
Terezin
Prag’ın 50 km kuzeyinde bulunan Terezin sizi gezinizin tamamında deneyimleyeceğiniz duyguların tam tersine, bir kabusa sürükleyecek. II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin esirlerini Auschwitz gibi Avrupa’daki birçok esir kampına yollamadan önceki ilk durak olarak kullandıkları ve birçok filme konu olan kamp, girişindeki anıt mezar ve diğer kamplarda da olduğu gibi kapısındaki “arbeit macht frei” yani “çalışmak özgürleştirir” yazısıyla çoğumuzun daha gitmeden belleğinde mevcut aslında.
Buraya da Florenc ya da Na Knizeci duraklarından 80 korunaya 1 saatte ulaşabilirsiniz. Tüm bölgeyi gezebilmek için 215 koruna tutarındaki kombine biletleri tercih edebilirsiniz.
Prag seyahatinizde gezebileceğiniz diğer bölgeler için lütfen aşağıdaki ilgili linklere göz atın;
Kale Bölgesi, Küçük Mahalle, Eski Kent, Yahudi Mahallesi, Yeni Kent, Çevre Bölgeler