Alışveriş Zamanı!

Barselona’dan Ne Alınır?

İçeriği ne olursa olsun alışveriş yapmak Barselona’nın en can alıcı noktalarından biri. Herhangi bir sebepten bugüne kadar yurt dışı seyahatlerinizde bir şey satın alma olayına pek girmemeyi tercih etmiş olabilirsiniz. Ama özellikle de yerel ürünleri dünyaca üne kavuşmuş o ışıl ışıl, rengarenk, binbir çeşit yüzlerce mağazadan uzak durmaya çalışmak gerçekten büyük bir imtihan.

Örneğin hepimizin hayatına ışık hızıyla girip rahatlığı ve şıklığı sayesinde gönüllerimizde taht kuran, nesillerdir giyiyormuşuz gibi dolaplarımızın baş köşesine yerleşen espadriller gerçek bir Katalan lütfu. Pazarlarda, butiklerde ve tasarım mağazalarında adım başı karşınıza çıkacak rengarenk çeşitlerinden ortalama bir kalitedekini almak isterseniz 20-30€ harcamanız yeterli olacaktır. Ancak el yapımı ve tasarım olanları için bir miktar daha fazla ödemeyi göze almanız gerekiyor.

Ülkemizde de yaygın olarak mağazalarını bulabileceğimiz Mango, Zara, Massimo Dutti, Pull and Bear, Bershka, Stradivarius ve Oysho da buradaki yerel markalar olarak karşımıza çıkıyor. Yaz ve kış ortalarındaki indirim sezonuna denk gelirseniz oldukça uygun fiyatlara doya doya alışveriş yapmanız mümkün olabilir. Ancak kalan diğer zaman diliminde bizdekinden farklı fiyatlarla karşılaşmayacağınızı belirtmekte yarar var. Yine de sıcak yaz aylarında bulabileceğiniz plaj modası gibi farklı kreasyonlarla karşılaşmak da mümkün olduğu için eğer yeterli vaktiniz varsa bir göz atmak faydalı olabilir.

Avrupa’nın diğer kentlerine seyahat etmiş olanların asimetrik kesimleri ve rengarenk etnik giysilerini yakından tanıdığı Desigual’ın da ana vatanı Barselona. Yakın zamanda ülkemizin pazarına da giren markanın ilk bakışta değişik görünse de şalvar gibi çok tanıdık ürünleri de mevcut.

İspanya’nın can sıkıntısına birebir, tatlılıktan yıkılan, ne aradığınızı ve neden aradığınızı bilmeden saatler geçirip kendinizi kaybedeceğiniz bir mağaza zinciri daha var ki bilmeyenler için yazarak iyilik mi yapıyorum yoksa kötülük mü, bilemiyorum. Ama Ale-Hop sevimli ineğiyle her köşede karşınıza çıkıp istemeseniz de bilinç altınıza zaten sızıyor bir kere. Zamanım yok, ne gereği var demeyin, girin. Çok fena gerekli, süper sevimli, cicili bicili ıvır zıvırlar olarak tanımlayabileceğim ürünleri aynı zamanda çok hesaplı olduğu için eliniz boş çıkmayacağınızı düşünüyorum.

Barselona’da karşınıza çıkacak ve İstanbul’da da şubesi açılmış olan El Corte Ingles giyimden elektroniğe, mobilyadan yiyecek ürünlere kadar birçok İspanyol markasını bir araya getiren bir çeşit marketler zinciri. Dünyaca ünlü markaları bulabileceğiniz bir cadde olan Passeig de Gracia ise giyim alışverişinin en popüler mekanlarından biri.

Hediyelik alışverişini seviyorsanız cennete düştünüz demektir. Kentin her yanına dağılmış ciddi bir çeşitliliğe sahip buzdolabı mıknatısları, kar küreleri, Katalan kültürünü yansıtan biblolar, bölgenin simgesi olan Katalan eşeği baskılı tişörtler, defterler, kalemler, anahtarlıklar, çantalar, Gaudi’nin tasarımlarını yansıtan birbirinden albenili seramik ürünler aklınızı başınızdan alacak. Fiyatları Avrupa’nın geneline kıyasla ortalama sayılacak bu ürünleri daha uyguna satın almak için La Rambla’dan bir sokak uzaklaşmak yeterli olacaktır. Genellikle göçmenlerin işlettiği hediyelik mağazalarında pazarlık payının her zaman olduğu aklınızın bir köşesinde bulunsun.

Katalan kültürünün bir parçası olarak görüldüğü halde aslında İspanyol kökenli olan flamenko gösterileri turistlerin çok hoşuna gittiği için kentin içine işlemiş durumda. Bunun getirisi olarak bu dansta kullanılan kıyafetler, ritm enstrümanı olan kastanyetler, işlemeli şallar, dantel ve el boyaması yelpazeler her yerde bulabileceğiniz hediyelik ürünler arasında. Bu ürünlerin el yapımı, daha kaliteli ve orijinal olanlarını flamenko temalı butiklerden bulabilirsiniz ancak pahalı olacağı için daha uygun olanlarını tercih edecekseniz işportacıların sattıkları da hiç hafife alınacak gibi değil.

20. yüzyıl ortalarında yarımadanın birçok yerinde yaygın olarak bulunan ancak günümüzde hemen hemen kullanımdan kalkmış olan porron isimli şarap bardağı ise bu toprakların kültürünü yansıttığı için turistler tarafından ilgi gören diğer bir hediyelik eşya. Basitçe anlatmak gerekirse dar ağızlı ve geniş altlı bir sürahinin altından çıkan koniden oluştuğunu söylersem biraz kulağınıza tuhaf gelebilir belki. Ama sık sık karşınıza çıkacağı için gider gitmez belleğinizde somutlaşacağı kesin. İnce bir camdan yapıldığı için valizde kırılma ihtimali hayli fazla olsa da içinden şarap içmek tahmininizden daha eğlenceli olduğu için kişisel fikrim bu riski almak yönünde.

Futbol meraklıları için FC Barselona’nın milyonlarca çeşitte ürününü içeren mağazalarını gezmek bile oldukça eğlenceli olacaktır. Kentin ayrıca takı tasarım ve ikinci el giysi mağazaları, çanta, ayakkabı ve kemer gibi deri ürünleriyle de ün kazanmış olduğunu ekleyelim. Antika merakı olanlar Barri Gotic’i gezerken oldukça keyif alacaklardır. Ancak bir ürün almak isterseniz gümrük sorunu yaşamamak adına hemen hemen tüm Avrupa kentlerinde olduğu gibi özel bir belge almanız gerektiğini unutmayın.

Sangria denediğiniz anda dönerken birkaç şişe beraberinizde getirmek isteyeceğinizi tahmin ediyorum. Ülkemizde de bildiğimiz market zincirlerinden ya da yerel minik marketlerden 3-10€ gibi ufak rakamlara kalite konusunda içiniz rahat olarak alabilirsiniz. Ancak bu tercihi kendiniz için yapmanızı öneririm. Zira havalimanındaki duty freelerde 20€ üstüne çıkmadan süslü şişelerde bulabileceklerinizi hediyelik olarak tercih etmek isteyebilirsiniz. Eğer damak tadınıza uygunsa dönüşte cava almayı da ihmal etmeyin. La Boqueria’yı gezip yeme içme kısmını da geride bıraktıktan sonra kuşkusuz buradan yanınıza alabileceklerinizin hesabını da yapmaya başlayacaksınız. Vakumlu paketlerde de bulabileceğiniz şarküteri ürünleri ve yöresel peynirleri havalimanı için yolculuğa çıkmadan hemen önce alıp valizinize koyarsanız gayet rahat ülkemize getirmeniz mümkün. Tarttırarak alacağınız meyveli, baharatlı ve içkili binbir çeşit çikolata ve şekerlemeyi aynı zamanda Barceloneta’da kurulan pazarlardan da bulabilirsiniz.

Barselona fotoğraf çekmeyi sevenlerin çok güzel kareler yakalayabileceği, hareketli pazarları ve mağazalarıyla oldukça keyifli bir kent. Son olarak Pazar günleri hediyelikçilerin büyük bölümü de dahil birçok mağazanın kapalı olduğunu ve esnaf Ağustos ayında tatile gitmeyi tercih ettiği için diğer aylarda çok daha hareketli bulacağınız sokakların bir nebze durağanlaşacağını ekleyelim.

Bu Avrupa seyahatinde de pek sokak hayvanı göremeyip için için sevgisiz kaldığını hisseden, evde yolunu gözleyen kedisini köpeğini daha bir derinden özleyenler için El Born doğru adres. Eğer iyi bir gezgin olursanız süslü ve tombul Katalan kedilerini görebilir ve gönlünüzden kopacak ufak bir yardım karşılığı özlem giderebilirsiniz.


 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir